17 Haziran 2012 Pazar

En büyük baba


Canımın içi, kalender, sessiz, baktıkça içimi titreten, gözlerimi yaşartan dedem benim. Ne kadar sımsıkı sarılsam da sana, ne kadar öpücükler kondursam da yanacıklarına, ne kadar çok söylesem de seni sevdiğimi o sevginin nasıl büyük olduğunu eminim bilmiyorsundur, bilemezsin. 


13 Haziran 2012 Çarşamba

Sanki . . .


"Benim gibi bir kadın, ikisinin arasında yaşar gider. Anılar ve günlük olaylar arasında. Dün ve yarın arasında, yitirilmiş mutluluk ve barışın ülkesinde, kaybolmuş huzurun topraklarında. Kaderimiz böyledir. Bir zamanlar her şeyin yolunda olduğunu hissetmiştim. Bunu artık hissetmiyorum. Fakat nihayetinde ölümden korkum yok benim."

                                                              Salman Rushdie - Soytarı Şalimar

11 Haziran 2012 Pazartesi

Babalar günü mü? Biz önümüzdeki maçlara bakıyoruz . .

Meğer ben ne "özel gün" meraklısı bir kişilikmişim, hiç öyle bilmezdim kendimi, ama yaptıklarım tam da bunu söylüyor. Geçen seneki bir ay evvelden evlilik yıldönümü kutlama telaşımdan sonra şimdi de bir hafta evvelinden babalar gününü hallettim bitti. Geçtiğimiz pazar için, yani dün oluyor, bir sürü hazırlandık Deniz'le. Önce "benim babam en süper baba" t-shirtlerinden aldım Deniz'e. Bir gece öncesinden de limonlu kurabiyeler hazırladık. Deniz hediye olsun diye babasının kurabiyesini yaptı hatta. İşte de fotoğrafı:


Sabah t-shirt'ünü giydi Deniz, kurabiyesini ikram etti babasına. Sonra giyindik kuşandık büyük babaları ziyarete çıktık. "Babalar günün kutlu olsuuun" cümleleri zikretmedik ama ziyaretimizin sebebini anlamışlardır mutlaka dedik içimizden. Neredeyse gönül huzuruna erecektik. Bu arada Deniz'in aklına düşmüş, "Babalar günün kutlu olsun" diyerek dedesinin elini öpmüş. Babam önce şaşırmış, sonra da şakayla karışık biraz söylenmiş, "Şu torunumdan vefalısı yok, çocuklarımdan biri babalar günümü kutlamadı" diye. Annem bunu duyunca, "Allah Allah bugün babalar günü mü ki?" diyerek bir takvim araştırmasına girişti. Ve tabii ki sonuç; babalar gününe daha bir hafta var. Neyse artık bizimkisi oldu da bitti maşallah.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Selencim, senin için :)

ordaaa bir blog alemi var uzakta
yazmasam daaa okumasam daaa
aklım hep oradaaa... :)

İşte böyle...Anladınız siz onu. Döneyim diyorum dönemiyorum, yazayım diyorum yazamıyorum, hatta okuyamıyorum bile. Sebep o, şu, bu. Amma velakin vaz da geçemiyorum. ("Vaz da geçemiyorum" diye bir şey olur mu ya,doğru yazmış mıyım Sezeeen?) Nihayet bugün evdekileri bir yerlere postalayıp, yapılacak bir sürü işi de görmezden gelmeye karar verince bilgisayar başına oturabildim. Aslında yine bir şey yazma niyetinde değildim, sadece ne zamandır uğramadığım bloglara bir göz atayım, kimler neler yapıyormuş bakayım diyordum. Bir baktım ki sevgili Selen beni ta ne zaman mimlemiş. Üstelik beni merak ettiğini de söylemiş. İşte bu, dedim kendime, şimdi yazmayacaksın da ne zaman yazacaksın. Belki bu sefer kesin dönüş için de bir başlangıç olur. Selencim, mim epey uzun. O yüzden hepsini cevaplamayayım da sadece son söylediğine, "en son neler okumuş"a bir yanıt olsun benimki, olur mu :)

Bu sefer aradan geçen çok uzun zamanla doğru orantılı olarak çok da fazla kitap biriktiğinden yazar fotoğrafına, uzun yorumlara falan girmeyeyim diyorum. Ama hazır dünden karne vermeye alışmışken kitapların notlarını da affetmemeli :)

  • Rüzgarın Adı, Bilge Adamın Korkusu - Patrick Rothfuss - İkisi de 5 üzerinden 5 (Ah Selen sen yok musun,beni Kvothe müptelası ettin :)
  • Semerkant, Doğunun Limanları - Amin Maalouf - İkisi de 5 üzerinden 5 (Yazar Maalouf olunca başka türlü olmuyor zaten. )
  • Aklından Bir Sayı Tut, Gözlerini Sımsıkı Kapat - John Verdon - İkisi de 5 üzerinden 5 (Her çoksatan iyi değildir,hatta çoğu çoksatan iyi değildir ama bunlar istisna.)
  • Od - İskender Pala - 5 üzerinden 3 (Severdim seni İskender Pala, bu sefer niye böyle oldu ki?)
  • Küçük Mucizeler Dükkanı - Debbie Macomber - 5 üzerinden 1 (Çok fenaydı çok, hatta o kadar sevmedim ki tuttum okulun kütüphanesine verdim kitabı, ki ben kitaplarına tutkuyla bağlı biriyimdir. Anlayın artık.)
  • Leyla - Alexandra Cavelius - 5 üzerinden 3 
  • Gece Güzelliği - Onur Caymaz - 5 üzerinden 3
  • Uyku İmparatorluğu - Henri Frederic Blanc - 5 üzerinden 2
  • İskender - Elif Şafak - 5 üzerinden 3 (Sırf kitap kapağındaki fotoğraftan huylandığım için aylarca okumadım kitabı, bu nasıl iticiliktir Yarabbim!)
  • Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi - Cemal Süreya - 5 üzerinden 2
  • Acımak - Stefan Zweig - 5 üzerinden 4
  • Büyük Umutlar - Charles Dickens - 5 üzerinden 5 (Nasıl olmuş da daha önce Dickens okumamışım.Cık cık, çok ayıpladım kendimi. Çok çok güzeldi Büyük Umutlar. Gerçi kitabın güzelliğinde çevirmenin payı büyük gibi geliyor bana. Benim okuduğum Nihal Yeğinobalı çevirisiydi.Çok akıcı,kıvrak bir dil.)
Devamı gelir ümidiyle...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails