Bugün İlhan Uçkan'ın
Erkekleri Kullanma Kılavuzu kitabı geçti elime. Şöyle bir bakayım dedim, dayanamadım bir geceliğine ödünç alıp eve getirdim. Bir erkeği elde etmek için mi dersiniz, seçtiğiniz adamı nikah masasına oturtmak için mi dersiniz, nihayet imzayı attırdıktan sonra istediğiniz kıvama sokmak için mi dersiniz, ne ararsanız her numara var kitapta.
İlk aşamalar artık beni ilgilendirmediğinden " Bir koca nasıl adam edilir " le ilgili kısımları okudum genelde. Malum yarın vereceğim kitabı, lüzumsuz bölümlerle oyalanmamalı.
Neler yok ki bu kitapta. Erkekleri parmağında oynatmak için çeşit çeşit oyunlar, ağlama oyunu, iletişim-sizlik oyunu, üzgün somurtma oyunu, aldatılmayı engelleme taktikleri, tehdit oyunu, daha bir sürü bir sürü. Mesela bu tehdit oyununda her zaman savurup durduğumuz tehditleri (ki ben hiç yapmam) öyle bir tarzda ortaya koymalıymışız ki "İki gülücük, bir mıncık yaparsan bunu bir özür olarak kabul edebilirim ve yapacağımı yapmaktan vazgeçebilirim"i hissettirmeliymişiz.
Aldatılmayı engelleme taktiklerinden biri adama hiiiç çaktırmadan kilo aldırmakmış mesela. Öyle bir tipsiz hale gelmeliymiş ki zavallı sizden başka birinin ilgisini çekme ihtimali azalsın. Dikkat ihtimal sıfırlanmıyor, sadece azalıyor. Paralı bir adamsa şayet niyeti bozmuş kadınlar tipe mipe aldırış etmiyormuş çünkü.
Bir de telefonu ardarda ve defalarca adamın suratına kapatma taktiği var ki ben bunu yaparsam değil kocamn kalbini fethetmek, bir daha suratını bile göremeyebilirim :)
Kitapta daha çok numara var ama okudukça bir süre sonra irrite olmaya başlıyorsunuz. (Benim için öyle oldu en azından) İlişki, evlilik, sevgi bu mudur, oyunlar, düzenler, taktiklerle hangi samimi sevgi atmosferi oluşur diye soruyorsunuz kendinize. Karşılıklı güven, ilgi, emek değil midir sevgi derken yoksa şu kocalarını kendilerine kul köle eden kadınların gizli sırrı bu mu çelişkilerine gark oluyorsunuz.
Ne yapmalı şimdi bilmiyorum ki, oyun, taktik kelimeleri çok itici geliyor ama kocacığımın beni çoooook sevmesini istiyorum. Offf,kafam karıştı . . .
Haşiye : Ne düşünüyorsam, kendimi tanıyorum ben, istesem de hiç numara yapamam. Bir kütüphane kitap okusam bu konuda,o anda ne hissediyorsam sadece onu yansıtırım dışıma. Adam olmaz benden. Yine de çok sevsin beni ama, lütfeeeen . . .