Ne güzeldi aşık olduğum günler.Aklım,fikrim sürekli O'nunlaydı.Her an O'nu düşünür,her baktığımda O'nu görürdüm.Diğer her şeyden soyutlanmış haldeydim.O'ndan başka hiç bir şey umrumda değildi.İnsanlarla sohbet bile edemez olmuştum.Aklımı veremiyordum ki konuşulanlara.Gözüm sürekli telefondaydı.Mesajları nasıl coşkulandırırdı içimi.Konuştuğumuzda dünyada onun kadar sesi güzel olan başka bir erkek var mıdır diye düşünürdüm.Kalbim pırpırdı,gözlerim ışıl ışıl.
Sonunda muradımıza erdik,kendi yuvamızı kurduk.Önce evcilik oynar gibiydik.Komikti her şey,güzeldi.Ama evlilik demek aynı zamanda bir sürü sorumluluk demekti.Çocuğumuz oldu,çok şükür.Bize bir sürü mutluluk getirdi.Ama çocuğumuzun olması da bir sürü sorumluluk demekti.Gerçek evlilik evcilik oynamak gibi değildi.Güzeldi ama aynı zamanda ciddi bir işti.Sorumluluklar,gereklilikler,yoğunluklar,alışmışlıklar aşkın alevini köreltti.Artık onun adı aşk değildi,sevgiydi,aileydi.Sevgi de harika bir nimetti ama gerçek şu ki coşku uçup gitmişti.
Bu anlattıklarımın hafızamın kuytu köşelerinden çıkıp düşüncelerimin baş köşesine yerleşmesine sebep olan dün gece televizyonda ezkaza takılıp kaldığım bir film.Üzgünüm ama seni seviyorum filmin ismi.Bir İtalyan romantik komedi.Uzun zamandır animasyon çocuk filmlerinden başka bir şey izlemediğimden mi nedir film beni çok etkiledi.Aslında çok matah bir film değildi ama içimde de varmış demek ki,izlediğimden beri aşkı özlediğimi farkettim.O alev alev yakan duyguyu,o elektriği özlemişim.Hem de nasıl.Sevdiğini bir an görebilmenin verdiği mutluluk hissini,aramasını beklerken çektiğin cehennem azabını,eli eline değdiğinde tüm vücudunu sarıp geçen heyecanı çok özlemişim.
Yanlış anlaşılmasın,yoldan falan çıkmaya niyetim yok :) O'ndan başkasını düşünemem,Allah da düşündürtmesin.Aşkı yaşamak güzel ama ben bunu sadece O'nunla yaşamak istiyorum.Evet,evli çiftlerin evliliklerine heyecan katmaları için önerilen çok şey var.Bir kısmı da gerçekten işe yarar.Ama benim gibi o yakıcı duyguyu tatmış olanı bir kaç duygusal kıpırtı kesmez ki.Aşkı istiyorum ben.Aşk dediğinse böyle düşünerek,planlı gelişmez.Kendiğindendir,içten gelendir,hayatın harika bir sürprizidir.Masal gibidir.Masalın sonunda ise gökten "en azından hayatında bir kez tattın bu duyguyu,şükret" ihtarı düşüverir.