Çekmeceleri düzenlerken en gözden ırak çekmecenin en kuytularında buldum fotoğraftakileri.
Günün sürprizi!
Sanki oraya ben koymamışım gibi onları.
Unutmuş gitmişim.
Deniz'in ilk ayakkabıları, ilk saçları (anneannemin verdiği işlemeli mendilin içinde) ve blogdan önce, Deniz'in unutmak istemediğim sözlerini yazdığım minik minik kağıtların olduğu kutu.
Deniz'e gösterdim, şimdi parmaklarının bile sığmadığı ayakkabılara şaşırdı.
Saçlarına dokundu, kıvır kıvır buklelerine.
Pişmaniyeye benziyor bunlar dedi.
Sıra kağıtlara gelince çok güldük, en matraklarını döndü döndü okudu Deniz.
Unutmuşum ben de söylediklerinin bir çoğunu.
İyi ki yazmışım.
Nasıl olsa kutuyu yeni koyduğum yerde de unuturum ben, yıllar sonra bir sürpriz daha yaşarız.
Notlardan en hoşuma gideni şuydu:
"Anne, yutamayınca sırtıma vurma, kendim başedebilirim onunla."
Ağustos-2009
Deniz'in favorisiyse tabii ki futbolla ilgili olanı:
- Oğlum, sence ketçabın kırmızısı neyden geliyor?
- Bilmem.
- Bir düşün bakalım.
-Hmmm... CİMBOM'DAN!!!
Haziran-2009