Madrid'e yaklaşık bir saat uzaklıkta,zamanında Müslüman,Yahudi ve Hıristiyanların bir arada yaşadığı,tarihi ta ortaçağa dayanan güzeller güzeli bir şehir Toledo.
Tagus nehrinin üç yanını dolandığı eski şehir, taş binaları, daracık kıvrım kıvrım sokakları ve ünlü katedraliyle iyi ki buraya gelmişim dedirtiyor.
Endülüs Emevileri döneminde en güzel günlerini yaşayan şehirde, binalar İslami ve Hıristiyan mimarisinin bir karışımı.
Eski şehre çıkmak için iki yol var, ya tepenizdeki kavuran güneşe aldırmadan tırmanacaksınız ya da yürüyen merdivenleri kullanacaksınız. Biz birinci yolu tercih ettik ama yürüyen merdivenleri şehrin görüntüsünü asla kirletmeyecek şekilde kamufle edebilmelerine de hayran kaldık doğrusu.
Eski şehirdeki bu taş evler, şimdiki zengin İspanyollar, özellikle de Madrid'liler tarafından yazlık ev olarak kullanılıyormuş. Bu şahane evlerin bacaları ise dikkat çekici. Özel yapımlarından dolayı rüzgar estikçe sesler çıkaran bacalarından dolayı bu evlerin ismi Cerveceria, yani cırcır böceği.
Toledo'nun tarihi dokusu kesinlikle bozulmamış ve bu da insana eski çağlara ait bir romanın içinde dolaşıyormuş hissi yaşatıyor.
Şehir Unesco'nun kültür mirası listesinde.
Bakar mısınız şu sokağın, şu evlerin güzelliğine. Toledo'da her taraf böyle.
Toledo demek bir yerde Toledo Katedrali demek. Yapımı yaklaşık 2,5 asır süren katedral, genişliği, müzeleri, koro bölümü ve süslemeleriyle gerçekten etkileyici.
Bu hanımefendi, İspanya'yı İspanya yapan, Kristof Kolomb'a sağladığı mali destekle Yeni Dünya'nın kapılarının açılmasına sebep olan I. Isabel, nam-ı diğer Zalim Isabel.
Ne hoş bir kapı kolu değil mi?
Toledo kılıçları ve marzipanlarıyla da ünlü.
Cervantes'le kanka olmuş bir Bülent :)
San Juan Katolik Krallar Manastırı'nın duvarında, Arap hakimiyeti zamanındaki her bir hıristiyan mahkum için asılmış sembolik demir zincirler.
Gün akşama dönüyor ve her güzel şey gibi Toledo gezisinin hatta İspanya gezisinin de sonu geliyor. İspanya'da geçirdiğim bir hafta boyunca aklımın bir köşesinde hep Alkım ve Amin Maalouf vardı. Gerçi bunu söyleyebilmek için Endülüs'e gitmem lazımdı biliyorum ama yine de hangi bölgesi olursa olsun İspanya bana sürekli bu iki ismi çağrıştırdı.
Ve SON !
niceleri olsun :)
YanıtlaSilToledoyu yeniden gormek cok guzel oldu. Cok tesekkurler :)
Amin Gülçin :)
YanıtlaSilYazı için fotoğrafları düzenlerken ben de aynı şeyi düşündüm,Toledo'yu yeniden görmek güzel oldu gerçekten :)
sanırım Madrid de, Barcelona'da yalan olur bu şehri görünce:)
YanıtlaSilEvet canım,kesinlikle :)
YanıtlaSilah nasıl da orada olmak istedim birden! gezmek ne güzel şey, değil mi? merak ettim, marzipanlardan yediniz mi?
YanıtlaSilcervantes'le benim de bir fotom var bu arada:)
çok sevgiler özlem, keyifle takip ettim yazdıklarını.
Evet kesinlikle çok keyifli,evet tabii ki yedik,evet benden de sana bol bol sevgiler :)
YanıtlaSil