Çalışkan bir blogcu değilim ne yazık ki. İstediğim sıklıkta yazamıyorum. Bir şeyi yazıyorsam onlarca yazmak istediğim şey de arada kaynayıp gidiyor. Aynı şekilde, çok istediğim halde sevdiğim blogları takip etmeye de her zaman fırsat bulamıyorum. Yorum yazmada da durumlar fena. Genelde ancak bir kaç blog okuyuverip kapatmak zorunda kalıyorum bilgisayarı, yorum bırakmayı ne kadar istesem de vakit bulamıyorum ne yazık ki. Hatta bazen kendi yazılarıma bırakılmış yorumlara bile cevap yazamıyorum. Ki bu benim hiç hoşlanmadığım bir şey. Yani ideal blog yazarı tanımına hiç uymuyorum. Ki benim internet dünyasıyla tek alakam burası. Ne face kullanırım, ne twitter, ... Blogun arkasından yetişemiyorum ki bir de oralara el atayım.
Bu arada bakıyorum, ne çalışkan insanlar var. Bloglarını sık sık güncelliyorlar, onlarca bloga yorum bırakıyorlar ve hatta blog olayını aşıp facede, twitterda, instagramda, pinterestte ve eminim daha benim adını bile bilmediğim bilumum ortamlarda gayet aktif bir şekilde boy gösteriyorlar. Hayranım kendilerine ve çok merak ediyorum, o kadar vakti nasıl buluyorlar? (Onlara öyle şaşırarak bakıyorum ki yüzüm herhalde o sırada fotoğraftaki arkadaş gibi oluyor :) Bu insanların bir çoğu aynen benim gibi çalışan anneler. Yani en az benim başımdaki kadar onların da işi gücü vardır. E o zaman, onlar o kadar işi halledip bir de bilgisayar başında geçirecek bunca zaman bulurken ben neden bulamıyorum? Gariplik bende mi, onlarda mı diye soruyorum bazen kendime. Sanırım bende diye cevaplıyorum sonra kendimi. Bu kadar insan bunu yapabilip ben yapamadığıma göre sorun bende olmalı. Zamanımı yönetemiyorum demek ki.
Canımı sıkıyor bu durum, yaş kaç olmuş hala öğrenememişim zamanı doğru kullanmayı. Geçirdiğim günün yarısı belki daha çoğu boşa gidiyor. Zamanı doğru kullanmakla ilgili bir rehber, evet evet bu konuda iyi bir kitap lazım bana.
Aslında bana kendi kendime verdiğim sözlere sadık kalmayla ilgili de bir kitap lazım, bir de geçenki yazımdan da anlaşılacağı üzere mutlu olmayla ilgili bir kitap lazım, bir de yaptığın mesleği bırakamıyorsan bari sevmeyi öğren konulu bir kitap lazım, bir de...Bu liste çok uzayacak sanırım. Neyse, zamanı kullanmayı öğreneyim hepsini ayrı ayrı yazarım :)
Aslında bana kendi kendime verdiğim sözlere sadık kalmayla ilgili de bir kitap lazım, bir de geçenki yazımdan da anlaşılacağı üzere mutlu olmayla ilgili bir kitap lazım, bir de yaptığın mesleği bırakamıyorsan bari sevmeyi öğren konulu bir kitap lazım, bir de...Bu liste çok uzayacak sanırım. Neyse, zamanı kullanmayı öğreneyim hepsini ayrı ayrı yazarım :)
Bu şarkı, takip edilmek, okunmak için yapmam gereken yukarda yazdığım şeylerin hiç birini doğru düzgün yapmadığım halde yine de beni okuyanlara, yorum bırakanlara yani benden tüm sevdiklerime ve sevenlerime gelsin :)
ben çalışmayan bir anneyim ve inan bana aynen senin de aqnlattığın gibi şaşıp kalıyorum her bloga yetişen aktif blogger arkadaşlarımıza.
YanıtlaSilben de blogumu pek sık güncelleyemiyrum. kaybedien, unutulan bi dolu anı raflarda kalıyo. ama çok da takılmıyorum bu duruma. yakalayabildiğim kadar yaşıyorum hayatı, vakit bulabildiğim kadar okuyorum.
Ben de takılmıyorum zaten G, sonuçta burasını bir görev değil bir zevk olarak görüyorum. Sadece arada kaynayan anılar bazen canımı sıkıyor, özellikle oğlumla ilgili olanlar :)
YanıtlaSil