9 Aralık 2013 Pazartesi

Bu sezon neler moda?




Şu yazımda bahsettiğim, her sabah gardrop önü kıyafet seçme çilemi yaşarken hissettiklerimi, kadınların çoğu hayatının bir hatta birçok döneminde eminim hissetmiştir : 

GİYECEK HİÇ BİR ŞEYİM YOOOOK!!!

Bu çığlığın gerçek anlamı kesinlikle farklıdır ve şunlar olabilir:

1) Var, tabii ki yığınla kıyafetim var ama ben artık bunları giymek istemiyorum, yeni kıyafetler almak istiyorum.
2) Var, tabii ki yığınla kıyafetim var ama para harcamazsam rahat edemiyorum.
3) Var, tabii ki yığınla kıyafetim var ama ben bunları birbiriyle bir türlü kombinleyemiyorum. Çünkü ben berbat bir tüketiciyim. Hiç düşünmeden alıyorum, sonra da birbirine uyduramıyorum. 

Bu maddeler çoğaltılabilir elbet ama benim aklıma gelenler bunlar ve kendimi biliyorum, ben üçüncü gruptanım.

Sorunu tespit ettik madem bari çözüm yollarına bakalım. E, çözüm yolu ne? Tabii ki alışverişe çıkmak, her türlü kombine uydurulabilecek anahtar bir kaç parça almak. İyi de ne zamandır mağaza gezmiyorum ki ben, nerde ne var, bu sene ne moda hiç haberim yok. Olmaması da gayet doğal, çünkü sezonda alışveriş yapmam, mağaza bile dolaşmam ben, indirim dönemini beklerim. Dünyanın parasını verip aldığın bir kıyafetin bir kaç hafta sonra yarı fiyatına satıldığını görmek koymaz mı insana? Bana koyar. Ama bu gardrop önü kabuslarına merhem olacak bir kaç parça bir şeyler almam da şart. Öyle rastgele gitsem dolaşsam şimdi, kesin bir şey bulamam. Zaten kararsız bir tipim. Saatler harcar, elim boş gelirim eve, kendimi tanıyorum. 

 O zaman ne yapmalı, diye düşünüp dururken aklıma geldi, bir moda dergisi alayım bari, bir fikir verir belki dedim. En son moda dergisini, zannederim 10 yıl önce falan almıştım. O zamandan beri sadece, kuaförde zaman geçirmek için elime alıp karıştırmışlığım olmuştur belki. O en son aldığımda da, kuafördeki hızlı hızlı göz atışlarımda da hep içim bayılmıştır. Bunca zırvalığı bir araya nasıl getirdiklerine şaşıp kalmışımdır. Lakın, ne yapacaksın, denize düşen yılana sarılır misali gittim aldım bir dergi, belki bunca yıldır bir şeye benzetebilmişlerdir diyerek.

Yok, benzetememişler. Yine aynı zırvalıklara devam. Mesela, bildiğin sıradan bir balıkçı yaka kazak, bilmem hangi tasarımcının imzasını taşıyor diye bir araba parasına satılıyor ve onlar hala bunu dergiye koyuyor. Kim alıyor o kazağı, kim? O kazağı alacak kadar parası olan kişi, senin kıytırıktan dergine bakıp karar vermiyordur herhalde. Gidiyordur o tasarımcının dünyanın bilmem hangi moda merkezindeki defilesine, alıyordur kazağını.

Yine acayip acayip makyajlı mankenler, günlük hayatta asla giymeyeceğin, giysen şehrin cümle insanlarının sana deli midir nedir diye bakacağı kıyafetler falan filan. Eskiden sadece kadınlara yaparlardı bu zulmü, yazık şimdi erkekleri de öyle hallere sokmuşlar ki, acıdım yeminle. Her şey aynı diyorum ya, inanın abartmıyorum, hala 10 yıl önceki gibi, küçük siyah elbise için Coco Chanel'e şükranlarını sunuyorlar yahu. Cümleyi değiştirin bari, yok, illa o ifade kullanılacak, "şükranlarını sunmak".

Neyse, bu kadar eleştiri yeter. Bir kıyak yapayım, öğrendiklerimi sizinle paylaşayım.
Bu sene neler moda? Aslında ben en sevdiğim üçünü, yukarda fotoğraflarıyla paylaştım. Rengarenk, küt görünümlü (moda dilindeki adlarını bilmiyorum ne yazık ki) kabanlar, pufuduk pufuduk kazaklar, kloş etekler. Madem kloş etek modaymış, bayılırım ben de zaten öyle hem uçuş uçuş hem hanım hanım kıyafetlere, gittim hemen terzime bir kloş etek diktirdim. Şimdi joker kıyafetim oldu, her şeye öyle güzel uyuyor ki. Bunların dışında kazayağı ve ekose modaymış bu sene. Bir tane kazayağı ceketim var, sanırım 5 yıllık falan, bir tane de ekose eteğim var, onu da ta evlenmeden önce diktirmiştim, bütçeyi zorlamadan uydum mu modaya iki parçayla daha, iyi bakalım. Boyfriend kıyafetleri hala modaymış. Ona da uyuyorum. Ama evde. Malum çok üşüdüğümden, Bülent'in kazakları kocaman kocaman, daha sıcak oluyor diye hep onun kazaklarını giyerek dolaşıyorum :) Eh bu kadar trendy olmak benim gibi adama yeter de artar bile.

Yalnız şunu söyleyeyim, ben en az bir on yıl daha moda dergisi falan almam. Bu kesin.

4 yorum:

  1. Ben de moda dergisi almam. Aslında mağazalara girdiğinde sana fikir verecek kombinler orada bulunuyor. Bir de aynaya baktığında neyin içinde kendini iyi hissediyorsan onu gitmelisin diye de düşünüyorum.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii haklısın, burda yazdıklarımın çoğu espri olsun diye yazıldı zaten. O yıl ne modaymış falan gerçekten çok ilgilenmem, sadece göre göre duya duya bir fikir sahibi olurum. Ne giyeceğimi bilirim zaten, kendimce bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Yalnız, kararsızlığım gerçekten ciddi boyuttadır ve kafamda az çok ne alacağıma karar vermeden çıkarsam evden, genelde hep boş dönerim. O yüzden bir ön çalışma yaptım diyebiliriz :)

      Sil
    2. Kendini tanıyorsun ve bence bu dünyada sahip olunması gereken en önemli özellikte bu.
      Sevgilerimle
      :)

      Sil


LinkWithin

Related Posts with Thumbnails