Ramazan'ı içerdiği yoğun dini anlamdan çıkarıp iftar sofralarındaki çeşit çeşit yemeklerin heyecanından,iftar sonrası eğlencelerin coşkusundan falan ibaret görenlerden,Ramazan bayramını da yine manevi kisvesinden sıyırıp şeker bayramı haline indirgeyenlerden olmadım hiç bir zaman.Hatta bu tarz yaklaşımlara şiddetle karşı oldum.Ramazan Allah'a yaklaşmak için vesile edilmeli,şimdilerde özellikle televizyonlarda yapıldığı gibi folklorik bir öğeye dönüşmemeli diye düşünürüm.Evet kabul,bu konuda muhafazakarım.Daha doğrusu muhafazakardım.Ta ki Deniz'le aramızda şu diyalog yaşanan kadar:
- Bayram geliyor Denizciğim,ne güzel değil mi?
- Ne bayramı?
- Ramazan bayramı.Hani bir ay boyunca oruç tuttuk ya,şimdi artık Ramazan bitiyor.Biz de Allah bize bu güzel günleri yaşattığı için mutlu oluyoruz,bayram kutluyoruz.
- Paskalya bayramı ne zaman anne?
- Biz Paskalya bayramı kutlamıyoruz annecim.
- Noel ne zaman öyleyse? (Ah bu televizyon,istediğin,istemediğin her şeyi öğretiyor çocuklara)
- Bizim Noelimiz de yok annecim.
- Keşke olsaydı di mi anne?Çok güzel oluyor bence onlar.Bir sürü hediye alıyor herkes birbirine,bir sürü eğlenceli şeyler yapıyorlar.
Ne diyebilirdim ki bu cümlelerden sonra?Doğru söylüyordu.Bambaşka bir kültüre,bambaşka bir dine sahip olsak da o bayramlar,kendi bayramlarımızdan daha çekici,daha neşeli geliyordu.Sadece çocuklar mı,ben bile yukarda yazdığım tüm tutucu görüşlerime rağmen filmlerden gördüğüm kadarıyla elalemin Noel,Paskalya kutlamasını gayet cezbedici buluyordum.Hatırladığım kadarıyla zamanında Hilal çocuklara Ramazan coşkusunu hissettirmek için Ramazan'ın her günü onlara birer hediye verilebileceğini yazmıştı.Güzel fikir ama bu şimdiki zamanın daha istemeden her şeye sahip olan çocuklarını ne derece neşelendirir,emin değilim.Deniz'e bayramlık almak için çarşıya gittiğimizde bile suratından düşen bin parçaydı."Ben demedim mi çarşıya gitmeyi,mağazaları gezmeyi sevmiyorum diye,kıyafet falan istemiyorum ben" yaygaraları eşliğinde aldık bayramlıklarını.Anladım ki,senede iki kez ancak bayramlarda yeni kıyafet gören çocuklar içinmiş o sevinmeler,heyecanlanmalar.Her sezon kat kat yeni kıyafet dizilen çocuklar niye sevinsin ki dolaba bir şort,bir tişört daha girdi diye.Ayrıca,evde bireysel olarak yapılan şeyler kesinlikle tüm toplumun aynı anda hissettiği neşe ve coşkuyla bir olamaz.Noel'deki coşkunun sırrı,bir evin içinde anne babanın çocuğuna verdiği hediye değil,tüm akrabaların,tüm komşuların,tüm şehrin aynı şeyleri hissetmesi değil mi?
Velhasıl,diyeceğim o ki,artık Ramazan sadece dini boyutuyla yaşansın,Ramazan ayında oruçtan çok iftar konuşulmasın,Ramazan bayramına şeker bayramı gibi uydurma isimler konmasın falan filan demeyeceğim.Ramazan'ın ve bayramların özel günler olduğu,bizim için olduğu,bizi bir araya getirdiği,neşe verdiği hangi şekilde daha iyi anlaşılacaksa o şekilde geçsin Ramazanlar,bayramlar.Büyükler için de küçükler için de...
Haşiye : Yarın bayram ziyaretlerini hızlıca tamamlayıp denize doğru yola çıkıyoruz.Yeni yeni yüzmeye başlayan Deniz'i Temmuz'daki bir hafta kesmedi.Dönüşte de Pazar günü kardeşimin nişanı var.Cumartesi geldiğimizde fırsat bulursam uğrarım.Herkese dolu dolu geçen,güzel bayramlar diliyorum :)
Düşündürdün beni Özlem. Ama iyi ettin, çok iyi. Bir yol bulmalı, uygulamalı acilen hakikaten. Ayrıca bayramın mübarek olsun.
YanıtlaSilRamazan ile ilgili yazdıklarına canı gönülden katılıyorum Özlem'cim.Ne güzel anlatmışsın.Ağzına sağlık..
YanıtlaSilcnm benim ne güzel yazmışsın,deniz haklı,ama buna nasıl bir çözüm sağlamalı ben de bilmiyorum,hatta kendim için bile düşünüyorum,dini bayramlarımızda hediyeleşsek nasıl olur acaba diye düşünmeden geçemiyorum?
YanıtlaSileksikliği hediye ile kapatmak bir çözüm.daha dikkatli duyarlı ebeveynler olamıyoruz.noelmiş,paskalyaymış bize ne bunlardan.ama aldık çamları salonumuza diktik,tuttuk yumurtaları boyadık.olacak iş mi bunlar.ben yapmadım asla da yapmam.
YanıtlaSil